İstanbul’un köklü hukuk bürolarından birinde uzun yıllar ortaklık yapmış bir avukat düşünün. Masasının üzerinde bir defter, yanında dolmakalemi… Müvekkillerine verdiği her hukuki görüş, saatlik binlerce lira ile ölçülürken, en büyük silahı sezgileri ve tecrübeleriydi.
Artık değil.
Bugün aynı avukat, karmaşık bir birleşme sürecinde dört ayrı alandaki düzenlemeleri araştırırken, bilgisayarındaki sohbet penceresine yazıyor. Dakikalar içinde, stajyerlerin günlerce uğraşacağı kadar kapsamlı bir analiz ekranında beliriyor. Birkaç düzeltme, belki bir dipnot… Ve dosya müvekkile gönderiliyor.
O dosyaya genç avukatlar hiç dokunmadı.
Bu bir ihtimal değil. Zaten oluyor. Tıpta, adliyede, bankacılıkta, hatta şehir planlamasında. Sessiz bir devrim başladı. Ve bu kez, en üst basamaktan sarsıyor.
Yıkım Yukarıdan Başlıyor
“Bu bir istisna mı?” diye düşünenler olabilir. Ama rakamlar öyle söylemiyor.
Yeni mezunlara kapısını ilk açan prestijli mesleklerin çoğunda — özellikle hukuk ve finans alanında — başlangıç pozisyonları giderek azalıyor. Bu bir ekonomik daralma değil. Verimliliğin şekil değiştirmesi.
Yeni nesil çalışanlara fırsat tanımayan bir yapı değil bu; onların yerine çok daha hızlı ve sessiz bir “yardımcı” alıyor: yapay zekâ.
Bu yalnızca bir kişiyle ilgili değil. Bir dönemin sonuyla ilgili.
Prestijli Meslekler Neden İlk Dağılanlar?
Tarih tekerrür etmez, ama yankı yapar.
Osmanlı’da hattatlar yazının kutsal temsilcisiydi. Matbaanın gelişiyle yazı ayrıcalığı sarsıldı. Anadolu’da el dokuması yapan ustalar, tezgâhlı fabrikalarla baş edemedi. 1990’larda mahalle bakkalı da, sabit disketle çalışan muhasebeci de, yavaşça sahneden çekildi.
Sebep hep aynıydı: Bilgiye ya da beceriye özel erişim artık bir ayrıcalık değilse, yerini başka biri alır.
Bugün ise bu “biri” bir insan değil, veriyle yoğrulmuş bir sistem.
Bilgi Ne Kadar Sistemliyse, O Kadar Tehlikede
Tıp, hukuk, danışmanlık, mühendislik, finans gibi alanlar yıllarca şu cümleyle büyüdü: “Bizim işimiz uzmanlık ister.”
Ancak bu uzmanlık, zamanla sistemleşti. Rehberler, kontrol listeleri, standart protokoller… Her biri, insan hatasını azaltmak içindi. Ama aynı zamanda, işi otomasyon için ideal hâle getirdi.
Bugün yapay zekâ, belgeleri tarıyor, özetliyor, soruları yanıtlıyor, anormallikleri işaretliyor. Ve bunu bir stajyerden daha hızlı, bir uzman kadar güvenilir yapıyor.
“Ama Biz Yargı Kullanıyoruz” Diyenlere Kısa Bir Yanıt
Haklısınız.
Bir doktor sadece teşhis koymaz; hayat kurtarır.
Bir avukat sadece sözleşme yazmaz; kritik bir kriz anında yön gösterir.
Bir yatırımcı sadece tablo okur; milyonların kaderini şekillendirir.
Ama mesele bu değil.
Mesele şu: Bütünü yıkmak gerekmiyor. Parçaları yerinden oynatmak yeterli.
Ve yapay zekâ, tam da bunu yapıyor. Önce belgelere dokunuyor, sonra notlara, sonra araştırmalara… Kâr getiren, ölçülebilen her şey parçalanıyor.
Bu cepheden gelen bir saldırı değil. Sessiz bir sızma.
Güven Nereden Gelecek?
Bir zamanlar “güven” yılların emeğiydi. Diplomaydı, tecrübe dosyasıydı, tavsiye mektubuydu. Bugün ise bir sistem, bir haftada bir insanın ömrü boyunca analiz edeceğinden daha fazla veriyi işleyebiliyor.
Bu durumda sormak gerekir: “Kimin yargısı daha güvenilir?”
Bu sadece bilgi değil, güvenin de yeniden tanımlanması demek.
Tüm Sistem Sarsılıyor
Bu dönüşüm, yalnızca meslekleri değil, onların çevresinde kurulu dünyayı da etkileyecek:
- Üniversiteler artık pahalı garantiler olmaktan çıkıyor.
- Diplomalar, uzmanlığı değil yalnızca geçmişi temsil ediyor.
- Elit yaşam tarzı; yüksek maaş, özel okul, butik spor salonu gibi katmanlar, prestij ekonomisinin gölgesinde büyümüştü. O gölge çekilince ne kalacak?
Dokuma tezgâhları sadece kumaşı değil, tüm ekonomiyi değiştirmişti. Şimdi sırada bilgi dokumacıları var.
Hayatta Kalan Kim Olacak?
Daha çok bilen mi? Hayır. Daha hızlı uyum sağlayan.
Yeni dönemin yıldızları, yapay zekâyı tehdit değil, ekip arkadaşı olarak görenler olacak.
Sadece bilen değil, doğru soruyu soran kazançlı çıkacak.
2035’te prestijli bir pozisyonun sahibi olmak isteyen biri için artık kilit soru şu:
“Bu sistemle en iyi nasıl çalışırım?”
Sonuç: Prestij, Artık Avantaj Değil, Otomasyonun Hedefidir
Eskiden prestij, erişilmezliği temsil ederdi. Bugün ise bu erişilmezlik çözüldü. Her sistem öğrenilebiliyorsa, her meslek de dönüştürülebilir hâle gelir.
Yani prestij artık seni korumaz. Seni işaret eder.
Bir Soru Bırakayım:
Eğer mesleğin parçalara ayrılıyorsa… Sen o parçaların neresindesin?
