Yoğun bir etkinlik sezonunun ardından kendimi hep aynı düşünceye dönerken buluyorum: kurumsal eğitim ve gelişimin, organizasyonun diğer insan odaklı fonksiyonlarından ayrı yürüyemeyeceği gerçeği.
Uzun zamandır konuştuğumuz o eski cümle artık sadece süs olmaya başladı:
“Eğitim iş hedefleriyle hizalı olmalı.”
Bu cümleyi o kadar çok tekrarladık ki, anlamı eskidi.
Artık sıradaki adım şu:
Ya gerçekten hizalıyoruz ya da bu lafı tamamen bırakıyoruz.
Fakat asıl mesele yalnızca eğitimle iş hedeflerini buluşturmak değil. Mesele, eğitim, yetenek yönetimi, işe alım, performans ve İK süreçlerinin aynı çalışan yolculuğunu farklı etaplardan yöneten ekipler olduğunu fark etmek. Kimi zaman öyle yüksek duvarlar inşa ediyoruz ki, aynı amaca yürüdüğümüzü unutuyoruz.
“Fonksiyonları ayırmak kolaydır, değer yaratmak onları birleştirebilmektir.”
Yeni İş Dünyasında Hareketlilik Artıyor, Duvarlar Yıkılmayı Bekliyor
Bugün artık kimse bir şirkete uzun yıllar bağlı kalmıyor.
İnsanlar:
- daha sık yer değiştiriyor,
- öğrenip gidiyor,
- öğrendiklerini götürüyor,
- sonra geri dönüp yenisini getiriyor.
Bu döngü, kurumsal eğitim ve gelişimin tek başına bir ada olarak kalamayacağını açıkça gösteriyor. Artık yetkinlik, kariyer, öğrenme, bağlılık ve performans tek bir ekosistemin parçaları.
“Yetenek hareket ettikçe sistem sabit kalamaz.”
Bu yüzden nazik ama yüzeysel işbirliği döneminin sonuna geldik. Artık köprüler şart. Çünkü çalışan yolculuğu tek fonksiyonla yönetilmiyor; ortak akılla şekillenen bütüncül bir deneyime dönüşüyor.
Eğitim Artık İçerik Dağıtmak Değil, İş Sonucu Üretmek Zorunda
Yeni marka stratejimizin özü tam burada duruyor:
“Öğrenme, iş sonuçlarına uçtan uca entegre olmak zorundadır.”
Bu yalnızca yeni bir slogan değil; iş dünyasının zorunlu dönüşümüdür.
Eğitim artık:
- sadece modül üretmek değil,
- sadece katalog sunmak değil,
- sadece ölçmek değil,
- iş sonucuyla bağı görünür hâle getirmektir.
Bu yüzden kurumların eğitim stratejisinde şu sorunun yeri büyüyor:
“Bu öğrenme çıktısı iş çıktısına nerede temas ediyor?”
Eğer temas etmiyorsa, o eğitim yalnızca “iyi niyet”tir.
Oysa modern organizasyonlarda iyi niyet değil etkiye dayalı gelişim konuşulur.
“Eğitim etki üretmediği sürece maliyettir, etki ürettiğinde yatırımdır.”
İşte Tam Bu Noktada Köprüler Görünür Oluyor
Türkiye’de birçok kurum artık eğitim, yetenek ve İK süreçlerini farklı kapılardan yönetmenin sürdürülemez olduğunu fark ediyor. Bu farkındalık, doğal olarak bütüncül platformlara ve entegre ekosistemlere yönelimi artırıyor.
Burada InfinityLMS devreye giriyor.
Gürültüsüz, abartısız, doğal bir köprü görevi görüyor.
- içerik yönetimi
- veri entegrasyonu
- yetenek ve yetkinlik akışı
- performans temas noktaları
hepsi aynı zeminde birleşebiliyor.
Bu da şunu sağlıyor:
“Öğrenme yalnız kalmaz, iş sonucu ile yan yana yürür.”
Peki Bu Yeni Dönemi Anlatacağımız Bir Yer Var mı? Var.
Yakında düzenleyeceğimiz yeni webinar tam da bu dönüşümün kalbine dokunuyor:
“Öğrenme süreçlerini iş sonuçlarına uçtan uca nasıl entegre ederiz?”
“Kurumsal eğitim ve gelişim nasıl insan fonksiyonlarının merkezi köprüsü hâline gelir?”
“Veri, içerik ve yetkinlik akışını nasıl tek bir hat üzerinde toplarız?”
Bu webinar, eğitim ekipleri, İK profesyonelleri ve yetenek yöneticileri için önemli bir dönemin başlangıcını işaret ediyor.
Son Söz Yerine: Krallıkları Değil Mahalleyi Güçlendirmek
Fonksiyonları koruyan duvarlar geçmiş dönemlerin mirasıdır.
Bugünün organizasyonları ise duvarları değil köprüleri ödüllendirir.
“Değer, sınır çizildiğinde değil sınır kaldırıldığında ortaya çıkar.”
Kurumsal eğitim ve gelişim artık tek başına bir birim değil; organizasyonun insan yolculuğunu şekillendiren merkezi omurgalardan biri.
Önümüzdeki dönemde mesele şudur: “Bugün kaç duvar yıktık ve kaç köprü kurduk?”
Sevgi ve saygılarımla.
