Bir yılın daha sonuna geldik ve koca bir yılı geride bırakırken hepimizde aynı his: “Bu yıl da böyle geçti…”
Ama bu sefer durum biraz farklı. 2024, bize hem dünya çapında hem de bireysel hayatlarımızda birçok karmaşayı getirdi. Şimdi, 2025’e adım atarken kafamızdaki büyük soru şu: Yeni yıl bize neler getirecek?
Ekonomi: Zor Günler ve Beklentiler
2024’ün ekonomik gündemi oldukça yüklüydü. Türkiye’de asgari ücret %30 oranında arttı, ama bu artış enflasyonun altında kaldı. Dolayısıyla, geçim sıkıntısı yaşayan milyonlarca insan için bu artış bir nefes almaktan öteye gidemedi. Vergiler ise her zamanki gibi gündemin baş köşesindeydi. Üstelik bu dolaylı vergiler (ÖTV, KDV gibi), hayatın her alanında hissediliyor ve biz tüketiciler, her gün bu yükü taşımaya devam ediyoruz.
Peki bu tabloyla 2025’e nasıl giriyoruz? Aslına bakarsanız, birçoğumuz için belirsizlik hâkim. Ekonomik dengelerin ne zaman ve nasıl toparlanacağına dair umutlarımız azalmış olsa da bir gerçek var: İnsanlar her zaman bu belirsizliklere uyum sağlamayı bir şekilde başarıyor. Ancak, uyum sağlamak yetmez. Daha adil bir ekonomik sistem için bireysel farkındalıklarımızı artırmamız ve sorgulamayı bırakmamamız gerekiyor. Vergilerimizin nereye gittiğini bilmek, bunu talep etmek en doğal hakkımız.
Gençler ve Gelecek Umudu
Bir toplumun geleceği gençlerdir deriz hep. Ancak 2024’te bu gençlerin büyük kısmı ya işsizdi ya da yurt dışına göç etme hayalleri kuruyordu. TÜİK’in açıkladığı genç işsizlik oranları ve eğitimde olmayan, istihdamda yer almayan gençlerin (NEET) oranı oldukça düşündürücü. Üstelik bu gençler arasında zihinsel sağlık sorunları hızla artıyor. Her 10 gençten biri, geleceğe dair ciddi kaygılar taşıyor.
Yurt dışına gitmek bir çözüm olabilir mi? Belki. Ama asıl soru şu: Gitmek isteyen gençlere bu kararı aldıran temel sebepler ne?
Birçoğu ekonomik istikrarsızlık ve sosyal fırsat eksikliği nedeniyle gidiyor. Bu noktada sorumluluk hem bireylerde hem de sistemde. Gençlerimizi burada tutmak ve onları geleceğe hazırlamak için yapacak çok şeyimiz var. Onlara mentorluk sağlamak, fırsatlar yaratmak ve umut aşılamak zorundayız. Aksi halde, her geçen yıl daha fazla değerli bireyi kaybedeceğiz.
Girişimcilik: Zorluklar ve Fırsatlar
2024 girişimcilik ekosistemi için de kolay bir yıl olmadı. Yatırım miktarları düştü, fon bulmak zorlaştı ve girişimcilik iklimi daha da sertleşti. Ancak bu, tamamen umutsuz bir tablo demek değil. Her kriz, aynı zamanda fırsatlar barındırır.
Türkiye’nin girişimcilik alanında hala büyük bir potansiyeli var. Mikro girişimcilik ve inovasyon, bu zor dönemde yükselebilir. Çünkü bolluk ya da yokluk, girişimcilik için en büyük itici güçtür.
Girişimcilik sadece büyük fikirler veya yatırım almak demek değil. Arz-talep dengesini doğru okuyabilen, ihtiyaca yönelik çözümler geliştiren herkes bu sistemde fark yaratabilir. 2025’te girişimcilerin daha yaratıcı, daha cesur ve daha kararlı olmaları gerekecek. Özellikle teknolojiye ve müşteri odaklılığa daha fazla önem verenler bir adım önde olacak.
2025: Riskler, Belirsizlik ve Umut
2025’e girerken hepimiz farklı duygular içindeyiz. Bir yanda artan enflasyon, ekonomik belirsizlik, gençlerin kaygıları ve dünya çapındaki siyasi gerginlikler var. Diğer yanda ise bireysel umutlarımız. Bir şeylerin daha iyi olacağına dair içimizde her zaman küçük de olsa bir ışık taşıyoruz.
Peki, gerçekten umutlu olabilir miyiz? Ben inanıyorum ki evet. Çünkü her zorluğun içinde bir fırsat saklıdır. Önemli olan bu fırsatları görebilmek ve harekete geçecek cesareti bulmaktır. Belki 2025, bireylerin daha fazla dayanışma gösterdiği, daha yaratıcı çözümler ürettiği bir yıl olacak. Belki bu yıl, “kardelenler” gibi zor şartlarda büyüyen bireylerin hikayeleriyle ilham bulacağız.
Yeni Yıla Bir Not
Yılbaşı, çoğumuz için bir milat gibidir. Geçmiş yılın ağırlıklarını geride bırakıp yeni bir başlangıç yapma hissini yaşarız. Bu bir yanılsama olabilir, ama güçlü bir yanılsama. Bizi ayakta tutan da bu zaten.
O yüzden 2025’e, “Her şey daha iyi olacak” diyerek girmekten çekinmeyin. Hayatın belirsizliğinde bile güzellikler aramaktan vazgeçmeyin. Unutmayın, en karanlık gecelerde bile bir güneş doğar.
E-Öğrenme: 2025’in Anahtarı
2025’e girerken e-öğrenme, hayatımızın vazgeçilmezi haline geldi. Zaman ve mekan bağımsızlığı, kişiselleştirilmiş içerikler ve yapay zeka destekli platformlarla öğrenme, hiç olmadığı kadar kolaylaştı. Artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik ve oyunlaştırma gibi teknolojilerle öğrenme deneyimleri zenginleşirken, maliyet avantajları daha fazla kişiye erişim sağlıyor.
Bu yıl, dijital öğrenmeyi bir fırsat olarak görüp, kendinizi geliştirme hedeflerinizi yeniden gözden geçirin. 2025, öğrenmenin sınırsız ve erişilebilir olduğu bir yıl olacak!
Hoş geldin 2025.
Bu yıl hepimiz için sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir yıl olsun!
