Yeni dijital çağın ritmi çok hızlı değil mi. Saniyeler içinde kaydırılan videolar, anında tüketilen bilgiler, birkaç emojilik ifadeler… Dikkat süremiz artık çok kısa. Hız ve anlık tatmin kültürü, dopamin bağımlılığı sosyal medyadan iş hayatına her şeyi şekillendiriyor. Eğitim dünyası da bundan muaf değil.
Peki bu hız çağında, kalıcı öğrenmeyi nasıl mümkün kılacağız?
Dikkat Ekonomisi ve Eğitimde Yüzeysellik Riski
Bugün ekran başında geçirilen süre artıyor olsa da, içeriklerin hafızada kalma oranı giderek düşüyor. E-öğrenme programları da aynı tuzağa düşüyor:
Tekrarlanan, yüzeysel ve “sadece kısa videolardan” oluşan içerikler, saman alevi etkisi yaratıyor. Katılımcı anlık bir şey öğreniyor gibi hissediyor, fakat kalıcı bilgi ve beceriye dönüşmüyor.
Peki bizim vizyonumuz ne? Kısa dikkat anlarını yakalarken, uzun soluklu öğrenme yolculuklarını inşa etmek. Yani Kısa İçerik = Çekim Alanı. Çünkü kısa videolar, mikro öğrenme modülleri ve quizler… Bunlar aslında öğrenme sürecinin giriş kapısıdır. İlk gösterilen 2–3 dakikalık içerik, merakı uyandırır. Katılımcıyı içeri çeker, ilgiyi tetikler. Ama öğrenme yolculuğu burada bitmemeli. Biz, bu kısa formatları daha derin eğitim programlarının başlangıç noktası olarak konumlandırıyoruz.
Derinlik Katmanları: Öğrenmeyi Kalıcı Hale Getirmek
LMS platformları kısa içerikleri uzun anlatıların küçük pencerelerine dönüştürmelidir:
Mikro öğrenme modülleri → dikkat çekici giriş.
Eğitim serileri, podcast veya vaka çalışmaları → derinleştirici katmanlar.
Sertifika programları → uzun vadeli bağlılık ve hatırlanabilirlik.
Böylece hızlı tüketilen bir video, aslında kalıcı bilgiye açılan bir yol olur.
Tutarlılık ve Katılım
E-öğrenmede en kritik başarı faktörleri şunlara bağlıdır:
Tutarlılık: kısa videodan uzun kursa kadar aynı tonu, aynı mesajı korumak.
Katılım: öğreneni pasif izleyici değil, aktif bir yol arkadaşı yapmak. Quizler, tartışma forumları, kullanıcı içerikleri ile topluluk inşa etmek.
Sonuç: Hızın İçinde Derinliği Yakalamak
Eğitim içerikleri artık sadece “kaç dakika izlendi?” ile ölçülmüyor. Gerçek başarı, yıllar sonra bile davranış değişikliği yaratabilen programlar geliştirmek olmalıdır. Bu doğrultuda bizim yaklaşımımız çok net:
Kısa içerikler → merak uyandırıcı başlangıç.
Uzun hikâye (eğitim yolculuğu) → öğrenmeyi kalıcı hale getiren derinlik.
Çünkü tıpkı markalar gibi, kurumların eğitim programları da anlık izlenimlerle değil, kalıcı etkiyle hatırlanıyor. Bu kavramı unutmadan eğitim gelişim programlarını tasarlamanız dileğiyle.
Sevgilerimle.
