Bazı insanlar vardır, hayatlarını bir gecede değiştirecek kadar cesur. Ben de böyle bir değişimle başladım. Yıllarca kariyer yaptığım, sevdiğimi sandığım ama aslında beni hiç mutlu etmeyen bir işi bir gecede bırakmaya karar verdim. Şimdi, geriye dönüp baktığımda, şu soruyu sormadan edemiyorum: “Mutlu olmak için nasıl yaşamalı?” Bu, neredeyse Antik Yunan’dan kalma bir soru, ama bu soruyu alıp modern dünyaya uyarlamak istiyorum.
Elbette, mutluluğu her an arayan insanlar var. Adım başı “Bu yaptığım şey beni mutlu ediyor mu?” diye kendilerini sorguluyorlar. Ancak dürüst olmak gerekirse, bu kadar çok sorgulamak bazen mutluluk yerine strese de yol açabilir. Belki de mutluluk bir amaç değil, bir yan ürün gibi düşünülebilir. Hani yemek yaparken tesadüfen ortaya çıkan lezzetli bir sos gibi. Bazı insanlar hayatlarına anlam ve değer kattıkça mutlu olurken, sürekli “Mutlu muyum, daha mutlu olabilir miyim?” diye düşünmek, mutluluğu kaçırmanıza bile neden olabilir.
Son yıllarda “mutluluk rehberleri” ve “kendini keşfet” temalı kitaplar rafları dolduruyor. “Mutluluğun 7 Sırrı” veya “Nasıl Daha Mutlu Olursunuz?” başlıklı bu kitaplar, birçok insanın ilgisini çekiyor. Ancak bazıları için mutluluğun sırlarını öğrenmek yerine, kendi keşif yollarını bulmak daha anlamlı olabilir. Diğer yandan, bu kitaplardan motive olan ve fayda gören birçok kişi olduğunu da göz önünde bulundurmak gerek. Yani, mutluluğun tek bir yolunun olmadığını, bazıları için kitapların bile bir ilham kaynağı olabileceğini kabul etmeliyiz.
Biraz felsefeye dalalım. Aristoteles’e göre mutluluk, kendi başına bir amaçtır ve iyi bir hayat yaşamak için erdemli davranışlar sergilemelisiniz. Ancak Aristoteles’in bu öğüdü, mükemmel bir ideal olarak görülebilir. İnsan doğası gereği elde ettiği tatminden sonra yeni hedefler koyar; Bernard Shaw’un dediği gibi, insan istediğini elde eder, mutlu olur, ama sonra yeni bir şey ister. Döngü böyle devam eder. Aristoteles’in “iyi yaşama” felsefesi, mutluluğu bir hedef olarak görmenin ötesine geçip, anlam ve değerleri öne çıkarır.
Kendi hayatımda şunu fark ettim: Mutluluk anlık bir duygu, ama yaptığınız şeyin anlamlı olup olmaması daha kalıcıdır. “İnsanca yaşamak” ve “değerlere uygun yaşamak” bana daha önemli geliyor. Peki bu değerler neler? Bunu herkes kendisi bulmalı. Bu keşif, belki de yaşamın en anlamlı taraflarından biri. Hazır bir liste mutluluğun anahtarı değildir, herkes kendi deneyimleri ve içsel yolculuğu ile kendi değerlerini keşfetmeli.
Modern dünyanın yüzeyselliğine bakacak olursak, selfie kültürü ve sosyal medyada idealize edilmiş hayatlar da mutluluk algımızı etkileyen faktörlerden. Bu kültür narsisizmi besliyor gibi görünebilir, ancak öz-sevgi ve kendini ifade etme aracı olarak da görülebilir. Bu bağlamda, sosyal medya araçlarını kullanırken, kendimizi başkalarının hayatlarına göre değil, kendi değerlerimize göre değerlendirmeliyiz. Belki de sormamız gereken soru, “Kendimize mi hayranız, yoksa kendimizi görmekten sıkıldık mı?”
Mutluluk güzel bir şey, ama onu hayatın merkezi haline getirmek yorucu olabilir. Bunun yerine, kendimize anlamlı ve değerli işler yaratmak, kalıcı tatmin sağlayabilir. Hayat kısa ve kuşlar uçuyor. Belki de kuşların peşinden koşmak değil, onları izleyip doğanın akışında huzur bulmak daha anlamlıdır.
Bu yüzden size önerim: Mutluluğu bir hedef olarak koymak yerine, yaşarken mutluluğu keşfetmenin yollarını bulun. Aristoteles’in felsefesi size hitap etmiyorsa, kendi tarzınızı yaratmaktan çekinmeyin. Hayat ne de olsa sizin podyumunuz; anlamı ve mutluluğu kendi değerleriniz doğrultusunda bulmak tamamen sizin elinizde.
Bu düşünceyi desteklemek için hayatınıza daha fazla anlam ve huzur katacak pratik öneriler:
- Kendinize Anlamlı Projeler Yaratın: Kendinizle gurur duyacağınız, uzun vadeli projelere odaklanın. Bu, bir sanat eseri yaratmak, bir kitap yazmak ya da toplum yararına gönüllü bir iş yapmak olabilir. Küçük ama anlamlı adımlar atmak, tatmin duygusunu besler.
- Anı Yaşamak İçin Günlük Farkındalık Alışkanlıkları Edinin: Farkındalık pratikleriyle ana odaklanmayı öğrenin. Örneğin, sabah kahvenizi içerken sadece o ana odaklanarak, kahvenin kokusu ve tadının keyfini çıkarın. Bu gibi kısa anlar, huzur hissetmenizi sağlar.
- Doğayı İzlemek İçin Zaman Ayırın: Düzenli olarak doğada yürüyüş yapın, parkta vakit geçirin veya kuşları izlemek gibi basit gözlemler yapın. Doğayı izlemek, zihninizi sakinleştirir ve hayatın doğal akışına tanıklık etmenizi sağlar.
- Eylemlerinize Anlam Katın: Günlük işlerinizde anlam bulmaya çalışın. Örneğin, işlerinizi sadece bitirmek için yapmaktansa, her birinin nasıl başkalarına veya size katkı sağladığını fark etmeye çalışın.
- Sosyal Medya Kullanımınızı Azaltın: Sürekli mutluluk ve başarı gösteren sosyal medya içerikleri yerine kendi hayatınıza odaklanın. Dijital detoks yaparak, kendinizi başkalarıyla kıyaslamaktan kaçınabilir ve daha anlamlı bir içsel deneyim yaşayabilirsiniz.
- Kendi Değerlerinize Göre Yaşayın: Hayatınızda neyin önemli olduğunu belirleyin (örneğin, dürüstlük, merhamet, öğrenme) ve bu değerleri yaşamanın yollarını bulun. Bu, günlük kararlarınıza anlam ve uyum kazandırır.
- Kendinize Hobi Edinin: Örneğin resim yapmak, fotoğraf çekmek veya yazı yazmak gibi yaratıcı bir hobi edinin. Bu aktiviteler, dış başarı beklentisi olmadan kendinizi ifade etmenize olanak tanır ve anlam duygusunu besler.
- Duyusal Zenginliklerin Keyfini Çıkarın: Koku, tat, dokunma gibi duyusal deneyimlere dikkat ederek günlük yaşamın küçük güzelliklerini keşfedin. Örneğin, sevdiğiniz bir çiçeği koklamak veya rüzgarın teninize dokunuşunu hissetmek, anın tadını çıkarmanıza yardımcı olur.
- Günlük Olumlu Deneyimleri Hatırlayın ve Şükran Günlüğü Tutun: Günün sonunda size anlamlı gelen bir veya iki küçük olayı hatırlayın. Şükran günlüğü tutarak, hayatınızdaki anlam ve güzellikleri göz önünde bulundurabilirsiniz.
- Kendi Ritminizi Kabul Edin: Mutluluk arayışında, başkalarının hızına ya da başarısına ayak uydurmaktansa, kendi ritminizi bulup o ritimde yaşamayı benimseyin. Kendi hızınızda yaşamak, daha dengeli ve kalıcı bir tatmin sağlar.
Sevgi ve saygılarımla.
